OSMANLI TARİHİ
KURULUŞ DÖNEMİ (1299-1453)
OSMANLI BEYLİĞİ’NİN DOĞUŞU 1-Osmanlıların
soyu: Osmanlılar Oğuzların Bozok Kolunun Kayı Boyu Karakeçili Aşiretine mensupturlar. 2-Malazgirt
Savaşından sonra Anadolu’ya gelmişler ve Anadolu
Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat zamanında da Ankara yakınlarındaki Karacadağ bölgesine yerleştirilmişlerdir.
3-Ertuğrul Gazi yönetimindeki Kayılar,daha sonra Uç Beyliği olarak Söğüt ve Domaniç bölgesine yerleşmişlerdir. 4-Anadolu Selçuklu Devleti 1243 Kösedağ
Savaşında İlhanlılara (Moğollar) yenilince,Anadolu Moğol hakimiyetine girmiştir.İlhanlı
hakimiyetinin zayıflamasıyla 1299 yılında Osman Bey zamanında bağımsızlıklarını
ilan etmişlerdir. OSMANLI BEYLİĞİNİN BÜYÜMESİNİN SEBEPLERİ 1-Coğrafi
konum(Bizans sınırında olmaları avantaj sağlamıştır. 2-Bizansın iç karışıklıklar
içinde olması 3-Balkanlarda güçlü ir devletin bulunmaması 4-Doğudan gelen Türkmenlerin Osmanlılara
katılması 5-Uygulanan adaletli ve hoşgörülü politika
6-Cihad anlayışıyla fetihlere girişilmesi 7-Kuruluş dönemindeki padişahların hepsinin
de kabiliyetli olması 8-Fethedilen yerlerde uygulanan “iskan siyaseti” 9-Anadolu Türk beylikleriyle
başlangıçta mücadeleye girilmemesi 10-Ahilerin desteğinin sağlanması
OSMAN BEY DÖNEMİ (1281-1326) Osman Bey 1281 yılında bey oldu,1299
‘da bağımsızlığını ilan etti. Bizans Valilerinden(Tekfur) Karacahisar,Bilecik,Yenişehir,Yarhisar
ve İnegöl’ü aldı. 1302 Yılında Koyunhisar
Savaşıyla birleşik Tekfur ordularını yenilgiye uğrattı.Bu savaş Bizans ‘la yapılan ilk savaştır. Osman Bey döneminde ilk Osmanlı
parası bastırılmıştır.Osmanlı ordusu gönüllülerden oluşmaktadır. Osman Bey
1326 yılında ölmüştür. ORHAN BEY DÖNEMİ (1326-1362) ANADOLU’DAKİ GELİŞMELER:
1326 YILINDA Bursa fethedilmiş ve başkent yapılmıştır.1329
yılında Bizans merkez kuvvetleri Maltepe (Palekanon) savaşı ile yenilgiye uğratılmıştır.Bu
savaş sonrası İzmit ve İznik fethedilmiş,bütün
Kocaeli yarımadası Osmanlıların eline geçmiştir. 1345 yılında ilk defa Karesioğulları
beyliği Osmanlılara katılmıştır.Denizci olan Karesioğulları beyliğinin gemileri
Osmanlı donanmasının temelini oluşturmuştur.Ayrıca Karesioğullarının Osmanlılara
katılmasıyla Anadolu Türk Birliğinin sağlanması yolunda ilk adım da atılmıştır.
1354 yılında Ahilerden Ankara alınmıştır. RUMELİ’DEKİ GELİŞMELER
1353 yılında Bizans’ın yardım isteğiyle ilk defa Osmanlı kuvvetleri Orhan Bey’in
oğlu Süleyman Şah liderliğinde Rumeli’ye geçmişler ve
burada ilk defa Çimpe Kalesini ele geçirmişlerdir.Çimpe kalesi üs olarak kullanılmış ve Rumeli’de fetih hareketlerine girişilmiş kısa zamanda Gelibolu yarımadasından
Edirne sınırına kadar ulaşılmıştır. DEVLET TEŞKİLATLANMASI Yaya
ve Müsellem adlarıyla ilk düzenli ordu Orhan Bey zamanında
kurulmuştur. İlk divan teşkilatı kurulmuştur. İlk Medrese İznik’te açılmıştır,Müderrisliğine
de Davud-ı Kayseri atanmıştır. İlk kez Vezirlik sistemi oluşturulmuş yine ilk kez fethedilen
yerlere Kadı ve Subaşı atanmıştır. Görüldüğü
gibi devlet teşkilatlanmasının ilk temelleri Orhan Bey zamanında atılmıştır.
1.MURAT DÖNEMİ(1362-1389) RUMELİ’DEKİ FAALİYETLER 1363
Yılında Bizans,Bulgar ortak kuvvetleri Sazlıdere Savaşında yenilgiye uğratılmış
daha sonra Edirne fethedilmiştir.Edirne’yi kurtararak Türkleri Balkanlardan atmak amacıyla yola çıkan
Haçlı Ordusu Sırpsındığı Savaşında yenilgiye uğratılmıştır.Bu
savaş Haçlılarla Osmanlıların ilk savaşıdır.(1364).Bu savaş kazanıldıktan
sonra Edirne Başkent yapılmıştır. 1371 yılında Çirmen savaşıyla Sırplar
mağlup edildi ve vergiye bağlandı. 1388 yılında
Haçlı kuvvetleri Ploşnik savaşında Osmanlıları yenilgiye uğratınca Türkleri tamamen
Balkanlardan atmak için harekete geçtiler.1389 yılında bu amaçlarını gerçekleştirmek için sefere
çıktılar 1.Kosova Savaşı ile bu Haçlı ordusu yenilgiye uğratıldı.1.Kosova savaşı
sonucunda Tuna Nehri’nin güneyinde Osmanlıları durduracak bir güç kalmamıştır.Bu savaş
Balkanlara yerleşmemizi kolaylaştırmıştır. ANADOLU’DAKİ FAALİYETLER Anadolu
Türk beylikleriyle iyi ilişkiler devam ettirilmeye çalışılmış,Germiyan Beyinin kızıyla
1. Murad’ın oğlu Bayezid evlendirilmiş,çeyiz olarak Germiyanlılardan Kütahya,Tavşanlı,Simav
ve Emet bölgesi alınmıştır. Hamidoğulları
Beyliğinden para karşılığı toprak satın alınmıştır.Böylece Osmanlılar
Karamanoğulları Betliği ile komşu olmuşlardır ancak Karamanoğullarıyla ilk mücadele
de bu dönemde başlamıştır. DEVLET TEŞKİLATLANMASI Rumeli Beylerbeyliği kurulmuştur.İlk
kez devşirme sistemi uygulanmaya başlandı,Acemioğlanları ve Yeniçeri teşkilatı kuruldu. Mali teşkilatlanma yapılarak Defterdarlık kurulmuştur.İlk
defa Tımar Sistemi uygulamaya koyuldu.Divan Teşkilatı genişletildi. Veraset sistemi ; Devlet, hükümdar
ve çocuklarının ortak malı sayıldı.(Daha önce
bütün hanedanın ortak malı sayılırdı.) Görüldüğü gibi 1.Murad zamanında beylikten devlete
geçilmiş ve teşkilatlanma tamamlanarak tam bir devlet olunmuştur.
1.BAYEZİD (YILDIRIM ) DÖNEMİ1389-1402) ANADOLU’DAKİ FAALİYETLER Saruhan,Germiyan,Aydın,Menteşe,Karaman,Candaroğulları
Beylikleri ve Kadı Burhaneddin Devleti Osmanlı hakimiyetine
alınarak “Anadolu ‘da ilk kez büyük çapta Türk birliği” sağlandı. 1402 yılında
Timur ile Ankara savaşı yapıldı ancak Osmanlı devleti savaşı kaybetti.Bu savaşın
sonunda Anadolu Timur’un hakimiyetine girmiş,Anadolu beylikleri yeniden kurulmuş ve Türk birliği dağıtılmıştır.(Timur Osmanlı Devleti’nin
tekrar güçlenmesini önlemek için beylikleri kurdurmuştur.) Yıldırım Bayezid İstanbul’u
ilk kuşatan Osmanlı padişahıdır,dört defa kuşatmış ama alamamıştır.
BALKANLAR’DAKİ FAALİYETLER Osmanlı Devletini Balkanlardan
çıkarmak isteyen haçlılarla Niğbolu savaşı yapılmış ve kazanılmıştır. Bu dönemde Bulgaristan’ın fethi tamamlanmıştır.
Yıldırım Bayezid döneminde daha çok Anadolu Türk Birliğini kurma yolunda mücadele etmiştir. FETRET
DEVRİ(1402-1413) Ankara Savaşından sonra Yıldırım Bayezid’in oğulları arasında taht kavgalarıyla geçen 11 yıllık süreye fetret
devri denir. Mücadeleyi Çelebi Mehmet kazanmış ve ülkede
otoriteyi sağlamıştır. Fetret Devrinde Rumeli’de Osmanlı devletine karşı önemli
bir ayaklanma çıkmamıştır,toprak kaybetmemiştir, Çünkü Osmanlıların adaletli yönetiminden
halk memnundur. 1.MEHMET (ÇELEBİ)DÖNEMİ (1413-1421) Devletin birliğini sağlamıştır,bu
yüzden Osmanlı devletinin ikinci kurucusu olarak da adlandırılır. 1416 yılında Venediklilerle
ilk deniz savaşı yapılmıştır,ancak savaş kaybedilmiştir.Gelibolu’da ilk Osmanlı
tersanesi kurulmuştur.Saruhanoğulları Beyliği kesin olarak ortadan kaldırılmıştır.Böylece
Anadolu’da Türk birliğini sağlama mücadelesi tekrar başlatılmıştır. Dini ve soysal nitelikli bir ayaklanma olan Şeyh Bedreddin İsyanı
çıkmıştır.(Bu isyan Osmanlı’daki ilk toplumsal nitelikli isyandır.) Timur’un
rehin olarak yanında götürdüğü Yıldırımın küçük oğlu Şehzade Mustafa serbest bırakılmış,Anadolu’ya
gelen Mustafa taht kavgasına girişmiştir,bu olaya “Düzmece Mustafa” isyanı denir.Yenilen Mustafa
Bizans’a sığınmıştır.
2.MURAD DÖNEMİ (1421-1451) Tahta çıktığında ,Bizans’a
sığınan amcası Şehzade Mustafa tekrar isyan etmiş,önce onun isyanını daha sonrada
Küçük kardeşi Mustafa’nın isyanını bastırmıştır.Ankara Savaşından
sonra tekrar kurulan Aydın,Menteşe,Hamit ve Germiyanoğulları
beyliklerini kesin olarak ortadan kaldırmıştır. Balkanlarda Osmanlı ordularının üst
üste yenilgiye uğramaları üzerine Haçlılarla 1444 yılında Edirne-Segedin antlaşmasını
imzalamıştır.Bu antlaşmanın imzalanması Osmanlıların Balkan hakimiyetini sarsmıştır,bu
antlaşma ayrıca haçlılarla imzalanan ilk barış antlaşması olma özelliğini taşır.
Edirne-Segedin antlaşmasından sonra tahtan çekilen 2.Murat yerine 12 yaşındaki oğlu Mehmed tahta
çıkmıştır, ancak Osmanlı tahtında küçük bir çocuğun bulunmasından faydalanmak isteyen
Haçlılar antlaşmayı bozarak saldırıya geçmişlerdir.Devler adamlarının ısrarıyla
tekrar tahta çıkan 2. Murad 1444 Varna Savaşıyla haçlıları yenilgiye uğratmış, böylece
Balkanlarda sarsılan hakimiyet tekrar pekiştirilmiş,üstünlük sağlanmıştır. Balkanlarda
Türk üstünlüğünü sona erdirip Türkleri Balkanlardan çıkartmak isteyen haçlılar tekrar saldırıya geçmişlerdir,
2.Kosova savaşıyla haçlılar mağlup edilmiştir.Bu savaşın sonuçları şunlardır;1-Haçlıların
Türkleri balkanlardan atma ümidi sona erdi. 2-Balkanlarda Türk hakimiyeti kesinlik kazandı. 3- Türkler taarruza, Avrupalılar
savunmaya geçtiler. YÜKSELME DÖNEMİ(1453-1579) 2.MEHMED (FATİH) DÖNEMİ (1453-1481) İstanbul’un
Fethi (29 Mayıs1453) Sebepleri: • Osmanlı topraklarını ikiye bölmesi • Peygamberimizin
İstanbul’un fethiyle ilgili hadisi • Önemli ticaret yolları üzerinde olması • Bizans’ın
haçlıları kışkırtıcı rol oynaması • Kardeşler arası taht kavgalarını
desteklemesi 6 Nisan 1453 günü başlayan kuşatma,dört büyük saldırıdan sonra 29 Mayıs günü İstanbul’un
düşmesiyle başarıya ulaştı. Sonuçları: • Osmanlı Devletinin ,Anadolu ve Rumeli toprakları birleştirildi. • 1125 yıllık
Bizans İmparatorluğu sona erdi. • Orta Çağ kapandı Yeni Çağ başladı. •
Karadeniz ticaret yolları Osmanlıların eline geçti. • İstanbul’dan kaçan din adamları
,Avrupa’da‘ki Rönesans ve Reform hareketlerin başlamasında
etkili oldu • Feodalite (Derebeylik rejiminin yıkılmasının zemini hazırlanmış
oldu. • Osmanlılar İslam dünyasının en itibarlı devleti oldu. Fethi yapan 21 yaşındaki
genç hükümdara “Fatih” unvanı verildi.Fatih,şehirdeki herkesin can ve mal emniyetini garanti altına aldı.Ortodoks Kilisesinin devamına izin verdi,böylece
doğu ve batı Hıristiyan dünyasının birleşmesini
engellemiştir.
BALKANLARDAKİ FETİHLER Belgrat hariç bütün Sırbistan ele geçti(1453-1459)
Mora Yarımadası ele geçirildi. Bosna-Hersek fethedildi.(1463-1465) Bosnalılar kendi istekleriyle müslüman
oldular. Eflak ve Boğdan fethedildi (1462-1476) Arnavutluk
Osmanlı Devletine bağlandı.(1479) ANADOLU’DAKİ FAALİYETLER Amasra Cenevizlilerden alındı.(1459)
Candaroğulları’na son verildi(1460) Trabzon Rum İmparatorluğuna son verildi(1461) Konya
ve Karaman bölgesi Karamanoğullarından alınarak bu beylik
etkisizleştirildi. Akkoyunlu Devletiyle Otlukbeli Savaşı yapıldı ve kazanıldı(1473).Savaş sonunda Doğu Anadolu Bölgesi Osmanlı hakimiyetine girdi.
DENİZLERDEKİ FAALİYETLER Kırım Osmanlı hakimiyetine alındı.(1475)Böylece Karadeniz
bir Türk Gölü oldu,bütün doğu ticaret yolları Osmanlı kontrolüne alındı. İtalya’nın
Otranto şehri fethedildi.(1480) Venediklilerle 1463-1479 yılları
arasında savaşlar yapıldı.Savaşlar sonunda
Venediklilere Osmanlı tarihinin ilk imtiyazları tanınmıştır. DİĞER GELİŞMELER
• Osmanlı Devletinde ilk kez altın para basıldı. • Topkapı sarayı yaptırıldı.
• İstanbul’da Sahn-ı Seman Medreseleri açıldı. • Divana sadrazamın başkanlık
etmesi usulü getirildi. • İlk kez cülus bahşişi dağıtıldı. • Fatih
kanunnamesi hazırlandı. • Devlet yönetiminde mutlak merkeziyetçilik uygulandı. • Klasik
Osmanlı mimarisi ortaya çıktı. • Hicaz su yolları meselesi yüzünden Memluklarla ilişkiler
bozuldu. 2.BAYEZİD DÖNEMİ(1481-1512) Cem sultan Bayezid’in padişahlığını
tanımadı ve isyan etti,ancak başarısız oldu,Karamanoğulları
ve Memlukluların desteğiyle hareket etmesi dolayısıyla
bu devletlerle ilişkiler daha da bozulmuştur. Cem Sultan’ın Rodos Şövalyelerine sığınması
ve Roma’ya götürülmesi üzerine bu isyan uluslar arası bir
sorun haline gelmiştir ayrıca bu olaydan dolayı Osmanlıların batıda ilerlemesi durmuştur.
Yine Cem Sultan olayı yüzünden Endülüs Emevilerine gereken yardım yapılamamış ve doğudaki şii tehlikesi ihmal edilmiştir. Osmanlılarla Memluklar 1485-1491
yılları arası savaşmışlar,Çukurova bölgesi
Memluklara bırakılmıştır. Venediklilerle yapılan
savaşlar sonunda,Modon,Koron,İnebahtı ve Navarin ele
geçmiştir.(1499-1502) Boğdan’ın fethi tamamlanmıştır.(Böylece Osmanlılar Kırımla
topraklarını birleştirmiştir,ayrıca Lehistan ile komşu olunmuştur. Anadolu’da
İran’ın (Safevilerin) desteğiyle Şahkulu İsyanı çıkmıştır.(1512) Karamanoğulları
kesin olarak ortadan kaldırılmıştır.(1487) 1.SELİM (YAVUZ) DÖNEMİ(1512-1520) Yeniçerilerin
desteğini alarak tahta geçmiştir. Anadolu’da sürekli karışıklık çıkaran Safevi
Devletini Çaldıran Savaşında yenerek,Şii tehlikesini ortadan kaldırdı,doğu Anadolu’nun
güvenliğini sağladı,İpek Yolunun denetimi Osmanlıların eline geçti. Turnadağı
Savaşıyla(1515) Dulkadıroğulları Beyliğine son verdi.Böylece Anadolu Türk Birliği kesin
olarak sağlanmış oldu. Memluklularla Mercidabık ve
Ridaniye Savaşları yapıldı Bu savaşlar sonunda; Memluk Devleti yıkıldı Mısır
Osmanlıların eline geçti Baharat Yolu Osmanlı denetimine alındı. Halifelik Osmanlılara
geçti.(Böylece Osmanlılar İslam dünyasının tartışmasız lideri oldular) Yavuz’un
Doğu Politikası: Bütün Türk topluluklarını İslam Devletlerini bir çatı altına toplamaktır.
Yavuz Sultan Selim Batıya hiç sefer yapmamıştır. KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİ(1520-1566)
Kanuni döneminde Osmanlı Devleti her yönden en parlak devrini yaşamıştır. MACAR İLİŞKİLERİ:
Belgrat fethedildi(1521) Mohaç Savaşıyla Macarlar yenilgiye uğratıldı.Böylece Sırbistan’ın
fethi tamamlandı ve Macarlar Osmanlı himayesine alındı.
AVUSTURYA İLİŞKİLERİ: Viyana kuşatıldı,ancak alınamadı (1529) Almanya’ya
sefer düzenlendi.(1532),bu sefer sonunda Avusturya’nın barış teklifi üzerine İstanbul Antlaşması
imzalandı.bu antlaşmayla Avusturya Osmanlı Devletini üstünlüğünü kabul etmiştir. Macaristan üçe
bölündü. Zigetvar seferi yapıldı.(Bu sefer esnasında Kanuni Ölmüştür.1566) OSMANLI FRANSIZ İLİŞKİLERİ
Fransızlara kapitülasyonlar verilmiştir.Kapitülasyonların verilme sebebi;Fransa bu ayrıcalıklarla
Osmanlı Devletinin yanına çekilmiş ve Avrupa haçlı
birliği parçalanmıştır.Kapitülasyonlar iki hükümdarın döneminde geçerli olacaktı ancak Fransızlar
her padişah değişikliğinde müracaat ederek kapitülasyonları uzatmışlardır,en son 1.Mahmut
sürekli hale getirmiştir(1740)(Kapitülasyonlar ancak Lozan Antlaşmasıyla kaldırılmıştır.
İRAN İLİŞKİLERİ İran üzerine; Irakeyn(1534), İran(1548), Nahcıvan(1552-1555)
seferleri olmak üzere toplam üç sefer yapılmıştır.Osmanlılar karşısında dayanamayan
İran barış istemiş, 1555 yılında Amasya Antlaşması imzalanmıştır.Bu
antlaşma Osmanlılarla İran arasındaki ilk antlaşmadır.Bu seferler sonunda Bağdat ele geçirilmiştir.
DENİZLERDEKİ GELİŞMELER Rodos Adası alındı(1522) Hızır Reis (Barbaros
Hayreddin) Osmanlı hizmetine girdi.(Cezayir böylece Osmanlı Devletine bağlandı. Haçlı kuvvetlerine
karşı Preveze Deniz Zaferi kazanıldı(1538)Savaş sonunda Akdeniz Türk Gölü oldu. Trablus Turgut
Reis tarafından Osmanlılara bağlandı. Cebre Adası alındı(1560),Malta Adası kuşatılmasına
rağmen alınamamıştır.(1565) Coğrafi Keşifler sonunda Hint Okyanusuna hakim olan Portekizlileri
buradan çıkartmak için dört sefer düzenlendi(Hint Deniz Seferleri) Hint Deniz seferleri ; 1.si – Süleyman Paşa
tarafından 1538, 2.si – Piri Reis tarafından 1551, 3.si – Murat Reis tarafından 1552, 4.sü
– Seydi Ali Reis tarafından 1553 yılında yapılmıştır. Hint Deniz seferleri sonuçları
şunlar olmuştur; Arap Yarımadası,Habeşistan,Yemen,Sudan,Eritre Osmanlı hakimiyetine girdi.Kızıldeniz
Türk Gölü oldu. Hint Okyanusuna gereken değerin verilmemesi ,Osmanlı gemilerinin okyanus dalgalarına dayanıksız
olması gibi seferler yüzünden tam başarı sağlanamamıştır. SOKULLU DÖNEMİ (1566-1579)
Sokullu Mehmet Paşa Kanuni’nin son yılında sadrazam olarak atanmış o öldükten sonra da
görevine devam etmiştir.2.Selim devlet işlerini büyük ölçüde Sokullu’ya bırakmıştır.Osmanlı
tarihinde ilk defa bir sadrazam bir devre adını vermiştir.Bu da merkezi otoritenin yavaş yavaş zayıfladığını
gösterir. Sokulu, Kanuni Sultan Süleyman,2.Selim ve 3.Murat dönemlerinde
sadrazamlık yapmıştır.2. Selim sefere çıkmayan ilk padişah olarak tarihimizde yer almıştır.
Bu dönemde; Sakız Adası alınmıştır,Yemen’de kesin hakimiyet sağlanmış,Kıbrıs
Adası Fethedilmiştir. Kıbrıs’ın fethiyle;Doğu Akdeniz’in güvenliği sağlandı,Kıbrıs’ın
intikamını almak isteyen haçlılar İnebahtı’da 1572 yılında Osmanlı donanmasını
yakmışlardır. İspanyollar yenilerek Tunus alınmıştır(1574) Vadiü’s-Seyl
Savaşıyla Fas himaye altına alındı.(1577) Don-Volga Kanalı ve Süveyş kanalı projeleri geliştirildi ancak gerçekleştirilemedi. Sokullu’nun1579’da
öldürülmesiyle Osmanlı devletinde yükselme devri sona erdi,duraklama devri başladı. DURAKLAMA DEVRİ(1579-1699)
Duraklamanın sebepleri İç sebepler 1- Merkezi Yönetimlerdeki Bozulmalar: • Padişahların
çocuk yaşta başa geçmeleri sonucunda merkezi idarenin bozulması • Şehzadelerin sancaklarda yöneticilik
yapmaları usulü kaldırılarak yerine kafes usulü getirilmesi • Saray ağalarının ve saray kadınlarının yönetime karışmaları
2- Askeri Yönetimdeki Bozulmalar: • Padişahların Ordunun başında sefere çıkmamaları.
• Yeniçeri Ocağına usulsüz asker alınması • Donanmanın ihmal edilmesi •
Tımar dağılımdaki adaletsizlik yüzünden tımar sisteminin bozulması. 3- Maliyenin Bozulması:
• Uzun süren savaşlar yüzünden ordunun masraflarının artması. • Savaşlarda başarısız
olunarak ganimet elde edilememesi. • Sık sık cülus bahşişi dağıtılması.
• Ticaret yollarının değişmesi • Kapitülasyonlar sebebiyle gümrük gelirlerinin azalması.
• Lüks ve israfın artması. 4- İlmiye Sınıfının
Bozulması: • Beşik uleması gibi yanlışlıkların yapılması. •
Müsbet ilimlere önem verilmemesi
Dış Sebepler • İmparatorluğun doğal sınırlarına
ulaşması • Rönesans ve reform hareketleri sonunda
Avrupa'nın ilerlemesi,Osmanlı devletinin bu ilerlemelere ayak uyduramaması • Avrupalı devletlerin
Osmanlı devletine karşı ortak hareket etmeleri(Haçlı Zihniyeti) • Coğrafi keşifler
sonunda Avrupa'nın zenginleşmesi. SİYASİ İLİŞKİLER
Osmanlı –İran İlişkileri 1577’de başlayan
İran savaşları Osmanlı devletinin galibiyetiyle sonuçlanmıştır.Devletler arasında 1590 yılında Ferhat paşa antlaşması imzalanmıştır.
Bu antlaşma ile Osmanlı devleti doğuda en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
1603 yılında tekrar başlayan savaşlarda celali isyanları yüzünden Osmanlılar pek başarılı
olamamışlardır ve Nasuh paşa antlaşması
imzalanmıştır.Bu antlaşma ile de Ferhat paşa antlaşması öncesi sınırlara dönülmüştür.
1618 yılında imzalanan Serav antlaşması ile Nasuh paşa antlaşması yenilenmiştir.
1622’de savaşlar yeniden başlamış 4.Murat İran üzerine iki sefer düzenlemiş ve 1639 yılında Kasr-ı Şirin antlaşması imzalanmıştır.Bu
antlaşma ile günümüzde de geçerliliğini koruyan Türk İran sınırı çizilmiştir.
Osmanlı- Lehistan İlişkileri : 1.Genç Osman döneminde Lehistan üzerine
bir sefer düzenlenmiş ve Lehistan ile Hotin Antlaşması
imzalanmıştır(1621) Not:Bu sefer sonucunda yeniçerilerin bozulduğunu gören Genç Osman yeniçeri ocağını
kaldırmayı düşünmüştür.Bunu haber alan yeniçeriler 2.Osman’ı öldürmüşlerdir. Yorum:İlk
kez yeniçeri ocağının kaldırılmasına teşebbüs edilmiştir. 2.4.Mehmet döneminde
Lehistan üzerine ikinci sefer düzenlenmiş Osmanlı devletini galibiyeti ile biten bu sefer sonucunda Bucaş Antlaşması
imzalanmıştır(1672) Not:Lehistan’ın vergi maddesine itiraz etmesinden dolayı savaşlar
tekrar başladı.Vergi maddesi kaldırılarak antlaşma tekrarlandı. Yorum:Bu antlaşma Osmanlı
devletinin topraklarına toprak kattığı son antlaşmadır. Yorum:Osmanlı devletinin batıda
en geniş sınırlara ulaştığı antlaşmadır. Osmanlı-Venedik İlişkileri
1645 yılında kuşatılan Girit Adası 1669 Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından Venediklilerin
elinden alınmıştır. Osmanlı-Avusturya İlişkileri 1.1593’te Avusturya ile
savaşlar başlamıştır.1596’da Avusturya Haçova ile ağır bir mağlubiyete uğratıldı.Devam
eden savaşlar 1606 yılında imzalanan Zitvatoruk Antlaşması ile sona erdi. Yorum:Bu antlaşma
ile Osmanlı devletinin Avusturya üzerinde siyasi üstünlüğü sona erdi.Avusturya üzerinde askeri üstünlüğümüz
ise devam etmiştir. Yorum:Bu savaşlar Celali isyanları’nın artmasına sebep oldu. Yorum:Osmanlı
devleti Orta Avrupa’daki üstünlüğünü kaybetmiştir. 2.1662 yılında başlayan savaşlar
sonucunda Vasvar Antlaşması imzalandı(1664) Yorum:Osmanlı devleti Avusturya’ya karşı askeri
üstünlüğünü son kez kullanmıştır. 3.Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından Viyana ikinci
kez kuşatıldı. Kırım Han’ın ihaneti Lehistan ordusunun yetişmesi üzerine Osmanlı
devleti bu kuşatmada başarısız oldu. Not:Merzifonlu başarısız olduğu için idam
edilmiştir. 4.Osmanlı ordusu’nun 2.Viyana kuşatmasında başarısız olması
üzerine Papa’nın da isteğiyle Avusturya,Rusya,Lehistan,Malta ve
Venedik’ten oluşan “Kutsal İttifak” kuruldu. 5.Osmanlı devleti ile Kutsal İttifak
devletleri arasında (Rusya hariç)Karlofça Antlaşması
imzalandı(1699) Yorum:Osmanlı devleti bu antlaşma ile ilk defa büyük toprak kaybına uğramıştır.
Yorum:Avusturya Avrupa da önemli bir siyasi güç haline geldi. 6.Rusya ile 1700 İstanbul Antlaşması imzalanmıştır. 17.YÜZYILDA İÇ İSYANLAR
1.İstanbul (merkez) İsyanları:Kapıkulu askerleri tarafından çıkarılmıştır.
Yorum:Bu isyanlar sonucunda Yeniçerilerin yönetimdeki etkisi artmıştır. Yorum:İstanbul’da asayiş
bozulmuştur. Yorum:Sık sık idareciler değişmiştir. 2.Celali İsyanları:Bu isyanlar
yönetimden şikayet eden halk,dirlikleri elinden alınan tımarlı sipahiler,görevlerinden uzaklaştırılan
devlet memurları ve asker kaçakları tarafından çıkarılmıştır.
Yorum:Anadolu’da huzur ve asayiş bozuldu. 3.Eyalet İsyanları:Merkezi
otoritenin zayıflaması üzerine merkezden uzak yerlerde çıkan ayrılıkçı isyanladır. Yorum:Bu
isyanlardaki temel amaç Osmanlı devletin den ayrılmaktır. 17.YÜZYILDA YENİLİK(ISLAHAT)HAREKETLERİ
Not:Bu dönemde devlet içerisinde meydana gelen mali,idari,sosyal ve
askeri bozulmaları gidermek amacıyla çeşitli ıslahatlar gerçekleştirilmiştir.Bu ıslahatlar
genel olarak askeri ağırlıktadır. 1.Kuyucu Murat Paşa:1.Ahmet zamanında Celali isyanları
baskı ve şiddet yoluyla bastırmıştır.
2.Genç Osman(2.Osman):İlk kez saray dışından evlenmiştir.Ulema sınıfının
yetkilerini sınırlamıştır.İlk kez yeniçeri ocağının bozulduğunu görerek
kaldırmayı düşünmüştür fakat başarılı olamamıştır.Yeniçeriler tarafından
öldürülmüştür. 3.4.Murat:Celali isyanları şiddetle bastırılmıştır.Kapıkulu
ocaklarında ıslahat yapılmış,Koçi beye duraklamanın nedenlerini belirten risaleler(raporlar)
yazdırmıştır. 4.Tarhuncu Ahmet Paşa:4.Mehmet döneminde sadrazamlık yapmıştır.Mali
alanda ıslahatlar yapılmıştır.İlk defa devletin tahmini bütçesi hazırlanmıştır.
5.Köprülüler Devri:Köprülü Mehmet Paşa,Köprülü Fazıl Ahmet Paşa ve Köprülü Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Köprülüler ailesinden gelen önemli sadrazamlardır. Köprülüler
döneminde,Anadolu da isyanlarla mücadele edilerek merkezi otorite sağlandı.Orduda düzenlemeler yapıldı.Bütçe
açığı kapatıldı. Not:Köprülü Mehmet Paşa rahat çalışabilmek amacıyla vezir-i
azamlık için bir takım koşullar ileri sürmüştür. .17.Yüzyıl Islahatlarının Genel Özellikleri
Islahatlar genellikle askeri niteliktedir. Islahatlarda Avrupa örnek alınmıştır. Islahatlarda köklü çözümler
aranmamış geçici tedbirlerle yetinilmiştir. Islahatlarda kuvvet ve
şiddete başvurulmuştur. Islahatlar devlet adamlarıyla sınırlı kalmıştır.
Islahatlara en büyük tepki Yeniçerilerden gelmiştir..
GERİLEME DÖNEMİ(18.YÜZYIL) GERİLEME
DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI Bu dönem Karlofça Antlaşmasıyla(1699) başlayıp Yaş Antlaşmasıyla(1792)
sona ermiştir. Not:Bu dönemde Osmanlı Devleti Karlofça ve
İstanbul Antlaşmaları ile kaybettiği toprakları geri alma siyaseti izlemiştir. Osmanlı-Rus
Savaşı ve Prut Antlaşması(1711) Bu antlaşma
ile Osmanlı devleti,İstanbul Antlaşması ile Rusya’ya kaptırdığı üstünlüğü
tekrar kazanmış ve kaybettiği toprakları geri almıştır.
Osmanlı-Venedik ve Avusturya Savaşları ve Pasarofça Antlaşması(1718) Osmanlı devletinin Karlofça da kaybettiği
Mora Yarımadası’nı Venediklilerden geri alması üzerine Avusturya Karlofça antlaşmasının
kendisine tanıdığı garantörlük hakkını kullanarak Osmanlı devletine savaş açmıştır.
Yapılan savaşı Osmanlı devleti kaybetmiş
ve Pasarofça Antlaşması imzalanmıştır. Bu
antlaşma sonucunda Mora Osmanlı devletinde kalmış Belgrat dahil olmak üzere Sırbistan’ın
büyük bir kısmı Avusturya’ya bırakılmıştır. Not:Bu antlaşma ile Osmanlı
devletinde Lale Devri başlamıştır. Osmanlı-İran Savaşları ve Kasr-ı Şirin Antlaşmasının Yenilenmesi(1746) Bu antlaşma
ile 1639’da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması yenilenmiştir. Osmanlı-Rus ve Avusturya Savaşları ve Belgrat
Antlaşması (1739) Osmanlı devleti her iki devleti mağlup etti.Osmanlı devleti imzalanan Belgrat
Antlaşması ile Pasarofça Antlaşmasında Avusturya’ya bıraktığı yerleri geri aldı.
Yorum:Osmanlı devleti’nin gerileme döneminde imzaladığı son kazançlı antlaşma olmuştur.
Not:Fransa’ya verilen daha önceki kapitülasyonlar süresiz olmak üzere uzatılmıştır. Osmanlı-Rus
Savaşı ve Küçük Kaynarca Antlaşması(1774) Osmanlı
devleti savaşı kaybetmiş ve Rusya ile Küçük Kaynarca
Antlaşmasını imzalamıştır. Yorum:Osmanlı devletinin 18.yüzyılda imzaladığı
şartları en ağır antlaşmadır. Yorum:Kırım Osmanlı devletinden ayrılmıştır.
Yorum:Rusya,Ortodoksların koruculuğunu üzerine almış,böylece Osmanlı devletinin iç işlerine
karışma imkanı elde etmiştir. Yorum:Osmanlı devleti ilk defa savaş tazminatı ödemiştir.
Not:Rus donanması Çeşmede Osmanlı donanmasını yok etmiştir.(Çeşme baskını
1770) 1779 Aynalıkavak Tenkihnamesi (Osmanlı-Rusya) Rusya bu antlaşma ile istediği kişiyi
Kırım Hanı yapabilecek bir nüfuz kazanmıştır.1783 tarihinde ise Rusya Kırımı
işgal etmiştir. Osmanlı-Rus ve Avusturya Savaşları
Ziştovi ve Yaş Atlaşmaları(1792) Avrupa da
Fransız ihtilalinin çıkması üzerine zor durunda kalan Avusturya,Osmanlı ile Ziştovi Antlaşmasını
imzalayarak savaştan çekildi(1791)Aldığı toprakları Osmanlı devletine geri vermiştir. Avusturya’nın
savaştan çekilmesi üzerine yalnız kalan Rusya da Osmanlı devleti ile Yaş Antlaşmasını imzalamıştır.(1792)
Not:Bu antlaşma ile Osmanlı devleti Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu kabul etmiştir.
Yorum:İlk kez halkı tamamen Müslüman olan bir bölge (Kırım) Osmanlı devletinin elinden çıkmıştır.
Not:Bu antlaşma ile Osmanlı devleti yıkılış dönemine girmiştir. Fransa’nın
Mısır’ı İşgali(1798-1801) Napolyon,İngiltere ile sömürgeleri arasındaki bağlantıyı
kesmek ve Doğu Akdeniz deki etkisini arttırmak amacıyla
1798’de Mısır’ı işgal etmiştir. İngiltere ve Rusya bu gelişme üzerine Osmanlı devletine yardım ederek Ebukır Limanında
demirli Fransız donanmasını yakmışlar.Akka da Nizam-ı Cedit ordusu Napolyon’u yenilgiye
uğratınca Fransızlar El-Ariş Antlaşmasını imzalayarak Mısır’ı terk
etmişler. 18.YÜZYIL ISLAHATLARI Lale Devri Islahatları(1718-1730) (3.Ahmet-Nevşehirli Damat İbrahim
Paşa) Bu dönem 1718 Pasarofça Antlaşması ile başlayıp Patrona Halil İsyanıyla sona
erer.İlk kez batı tarzında ıslahatlar başlamıştır. İlk defa Avrupa’ya
geçici elçiler gönderilmiştir. İlk defa matbaa kurulmuştur.(ilk teknik ıslahat) Doğu klasikleri
ve Latince den tercümeler yapılmıştır. İlk
defa itfaiye örgütü kurulmuştur. İlk defa çiçek aşısı uygulanmıştır. Yalova
da kağıt,İstanbul da çini ve kumaş fabrikaları
kurulmuştur. 1.Mahmut Dönemi ıslahatları(1730-1754) Askeri alanda ilk kez yabancı uzmanlardan
yararlanılmıştır.(Humbaracı Ahmet Paşa-Kont De Boneval) Humbaracı Ahmet Paşa,Topçu
Ocağını ıslah ettirmiştir. Kara Mühendishanesi açılmıştır. 3.Mustafa
Dönemi Islahatları(1757-1774) Devrin ıslahatçısı Kara Ragıp Paşa dır. Topçu Ocağı
ıslah edilmiştir. Deniz Mühendishanesi açılmıştır. 1.Abdülhamit Dönemi Islahatları(1774-1789)
Devrin ıslahatçısı Halil Hamit Paşadır. Surat Topçuları Ocağı kurulmuştur.
İstihkam okulları açılmıştır. Yeniçeri sayımı yapılarak ulufe alım
satımı yasaklanmıştır. 3.Selim Dönemi Islahatları Avrupa tarzında Nizam-i Cedit
Ordusu kurulmuştur. İrad-ı Cedit adıyla yeni bir hazine kurulmuştur. Avrupa’da ilk
kez daimi elçilikler açılmıştır. Kabakçı Mustafa ayaklanması ile bu dönem sona ermiştir.
18.Yüzyıl Islahatlarının Genel Özelliklerin Devleti geliştirmek amacı güdülmüştür. Avrupa
örnek alınarak ıslahatlar yapılmaya çalışılmıştır. Islahatlar askeri alanda
yoğunlaşmıştır. Islahatlara en büyük tepki yeniçeri ve diğer kapıkulu ocaklarından gelmiştir. Mimari de Barok ve Rokoko tarzları benimsendi. DAĞILMA DÖNEMİ Bu dönem 1792 Yaş antlaşması
ile başlayıp 1922 de Osmanlı devletini yıkılışına kadar devam eden dönemdir. Not:Bu
dönemde Osmanlı devleti Avrupalı devletlerin kendi aralarındaki çıkar çatışmalarından yararlanıp
denge politikası izleyerek varlığını korumaya çalışmıştır. Dağılma
dönemi siyasi olayları 1806-1812 Osmanlı-Rus ve Bükreş
Antlaşması(1812) Savaşta zor durumda kalan Osmanlı devletinin isteği üzerine Bükreş Antlaşması
imzalanmıştır.(1812) Not:Bu antlaşma ila Sırbistan’a bazı imtiyazlar verilmiştir.
Yorum:Bu antlaşma ile ilk kez bir azınlığa imtiyaz verilmiştir. OSMANLI DEVLETİNDE MİLLİYETÇİLİK
HAREKETLERİ Sırp İsyanı(1804) Milliyetçilik akımı ve Rusya’nın kışkırtması bu savaşın en sebepleridir.Bükreş
Antlaşması ile ilk imtiyazları elde eden ve bu imtiyazları
Edirne Antlaşması ile geliştiren Sırplar 1878 Berlin antlaşmadı ile bağımsızlıklarını
kazandılar. Yorum:Osmanlı devletine ilk isyan eden azınlık Sırplardır. Yunan (Mora)
İsyanı(1814-1829) Milliyetçilik akımı Rusya’nın kışkırtmaları ve Etnik-i Eterya Cemiyetinin faaliyetleri bu isyanın en önemli sebepleri
arasında yer alır.İlk isyan Eflak’ta çıktıysa
da bastırılmıştır.İkinci isyan daha geniş çaplı olarak Mora da çıkmıştır.İsyanı
bastıramayan Osmanlı devleti Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’nın yardımı ile isyanı
bastırmıştır.Bu durum karşısında Avrupalı devletler Osmanlı devletinden Yunanistan’a
bağımsızlık verilmesini istediler.Osmanlı devletinin bu durumu kabul etmemesi üzerine Avrupalı
devletler Osmanlı donanmasına Navarin’de yaktılar(1827) Ardından Rusya Osmanlı devletine savaş
açtı.Mağlubiyete uğrayan Osmanlı devletinin barış istemesi üzerine Edirne Antlaşması
imzalandı(1829).Bu antlaşma ile Yunanistan’a bağımsızlık verildi. Yorum:Osmanlı
devleti’nde ilk bağımsızlığını kazanan devlet Yunanistan olmuştur. Mısır
Sorunu ve Mehmet Ali Paşanın İsyanı Mehmet
Ali Paşanın Mora isyanını bastırması üzerine kendisine vaat edilen Mora ve Girit valiliklerinin verilmemesi Mehmet Ali Paşanın isyan etmesine neden olmuştur.
İki taraf arasındaki yapılan savaşı Osmanlı
devleti kaybetmiştir.2.Mahmut’un Rusya’dan yardım istemesi üzerine 15bin kişilik Rus kuvveti İstanbul’a
gelmiştir. Bu durumu kendi çıkarına ters bulan Avrupalı devletlerin araya girmesiyle her iki taraf
arasında Kütahya Antlaşması imzalanmıştır(1833)
Yorum:Bu antlaşma ile ilk kez ‘Boğazlar Meselesi’ ortaya çıkmıştır. 2.Mahmut
İngiltere’nin Hünkar İskelesi antlaşmasına tepkisini azaltmak için İngiltere ile Balta Limanı
Ticaret Antlaşmasını yaparak İngiltere’ye yeni imtiyazlar verdi(1838).Aynı imtiyazlar bir süre
sonra Fransa’ya verildi. Avrupalı devletler Londra konferansı ile Mısır meselesini hallettiler.(1840)
Londra Boğazlar Konferansı ile Boğazlar Meselesi çözülmüştür(1841) Yorum:Boğazlar meselesi
ilk kez uluslararası bir platformda görüşülmüştür. Yorum:Boğazların yönetimi uluslararası
bir antlaşma ile belirlenmiştir. Yorum.Rusya’nın Hünkar İskelesi Antlaşması ile boğazlar
üzerinde elde ettiği üstünlük böylece sona ermiştir. Kırım Harbi(1853-1856)ve Paris Antlaşması Rusya’nın Osmanlı topraklarındaki emelleri
kutsal yerler ve Prens Mençikof’un uzlaşmaz tutumu üzerine
iki taraf arasında savaş başladı. Ruslar Sinop’ta
Osmanlı donanmasını yaktılar.(1853)Gelişmeleri çıkarlarına ters bulan İngiltere,Fransa
ve Piyomente devletleri Osmanlı devletini yanında savaşa
katıldılar.Rusya mağlup edilerek Paris antlaşması (1856)imzalandı. Not:Osmanlı bu antlaşmadan
önce Avrupalıların iç işlerimize karışmasına engel olmak için ISLAHAT FERMANI’ nı
ilan etti(1856). Yorum:Bu antlaşma ile Osmanlı devleti ilk defa bir Avrupa devleti olarak kabul edilmiştir.
Yorum:Osmanlı devleti kendi toprak bütünlüğünün Avrupalı devletler tarafından korunmasını
kabul etmekle topraklarını koruyamayacak kadar güçsüz olduğunu göstermiştir. Yorum:Osmanlı devleti,savaştan
galip ayrılmasına rağmen,Karadeniz de tersane ve savaş
gemisi bulundurmasına izin verilmemesi üzerine yenik devlet muamelesi görmüştür. Yorum:Osmanlı devletinin
galip olarak imzaladığı son antlaşmadır. Not:Osmanlı devleti Kırım savaşında
ilk kez dış borç almıştır. PANSLAVİZM HAREKETLERİ VE BALKAN BUNALIMI • 1870’de İtalya,1871’de Almanya siyasi birliklerini kurunca
Avrupa siyasi dengesi bozuldu. • Avrupa’nın siyasi dengesinin bozulmasından yararlanmak isteyen
Rusya,Paris antlaşmasının Karadeniz’in tarafsızlığıyla ilgili maddesini tanımadığını
açıkladı.Rusya’nın amacı Akdeniz’e inmeyi kolaylaştırmaktı. • 1871
yılında boğazların durumunu görüşmek üzüre Osmanlı Devleti,İngiltere,Fransa,Rusya,Almanya,İtalya
ve Avusturya’nın katılmasıyla Londra da bir konferans
toplandı. Buna göre; 1-Paris antlaşmasın Rusya’nın Karadeniz de savaş gemisi bulundurmasını
ve tersane yapmasını önleyen hükümleri kaldırıldı.
2-Boğazların kapalılığı ilkesi devam edecekti. 3-Karadeniz eskiden olduğu gibi
bütün devletlerin ticaret gemilerine açık olacaktır.
-Rusya 1870’ten sonra Osmanlı ülkesi üzerindeki emellerini gerçekleştirmek
için çalışmalara girişti.Balkanlarda Slav ırkından olan milletleri birleştirmeye yönelik Panslavizm
politikasını izlemeye başladı.Amaç Slavları Rusya liderliğinde birleştirmekti.Bu sırada
sadrazamlık görevinde bulunan Mahmut Nedim Paşa’nın Rus yanlısı politikasından faydalanan
Rusya Bulgar kilisesinin muhtariyeti konusunu Osmanlı devletine kabul ettirdi.Kurulan gizli cemiyetler Panslavizm düşüncelerini
Balkan milletleri arasında yayılmasını sağladı.Bu
propagandaların sonucunda köylülerin vergi vermek istememeleri nedeniyle Hersek de isyan çıktı(1875).Ardından
Sırplar ve Bulgarlar da isyan ettiler.Böylece başlayan gelişmelere
‘Balkan Bunalımı’ denir. Bu gelişmeler sırasında Abdülaziz tahtan indirilerek yerine
5.Murat padişah yapıldı(1876).Ancak üç ay sonra 5.Murat’ın yerine meşrutiyeti ilan edeceğine
söz veren 2.Abdülhamit padişah yapıldı.(1876-1909) İsyanların yayılması üzerine Berlin
de bir konferans toplandı(1876)Osmanlı devletinin aleyhinde kararlar alındı.Osmanlı devleti bu kararları
uygulamayınca Sırplar ve Karadağlılar Osmanlı
devletine savaş açtılar.Osmanlı devleti başarılı olunca Sırplar Avrupa’dan yardım
istediler.Rusya ise Osmanlı devletine bir ültimatom vererek ateşkes yapılmasını istedi.Yeni bir savaş
çıkmasını istemeyen Avrupa devletleri durumu görüşmek amacıyla İstanbul da bir konferans toplamaya
karar verdiler. İstanbul konferansına Osmanlı Devleti,Rusya İngiltere,Fransa,Avusturya,Almanya ve İtalya devletleri katıldı.Bu arada 2.Abdülhamit’in
isteğiyle bir komisyon kurulmuş ve Kanun-i Esasi(Anayasa)
hazırlanmıştı. İstanbul konferansının çalışmalarının başladığı
sırada Osmanlı devleti Meşrutiyeti ilan etti.(23 Aralık1876) Yorum:Osmanlı devleti 1.Meşrutiyeti
ilan ederek Kanun-i Esasiyi yürürlüğe koymakla Avrupalı devletlerin içişlerine karışmasının
önlenmesi ve konferansın toplama nedenlerinin ortadan kaldırılmasını
amaçlamıştır. Avrupa devletlerinin delegeleri bu gelişmeyi dikkate almadan çalışmalarını
sürdürdüler ve Osmanlı devletinden bazı isteklerde bulundular.
Buna göre; 1-Sırbistan ve Karadağ’daki Osmanlı
kuvvetlerinin çekilmesi 2-Bosna-Hersek ve Bulgaristan’a özerklik
verilmesi Osmanlı devleti bu teklifleri reddedince Rusya savaş için gerekli siyasi girişimlere başladı.Avrupa
devletlerinden destek almaya çalıştı.Ardından da İstanbul konferansına katılan Londra da
bir protokol hazırladılar.Osmanlı devletinin katılmadığı bu toplantıda gereken ıslahatların
yapılmasını istediler.Osmanlı devleti Londra da alınan kararları kabul etmeyince Rusya Baserabya’ya
asker sokarak savaşı başlattı(1877). 1877-1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI(93 HARBİ) Rusların
savaş açmaları üzerine Osmanlı devleti Paris antlaşmasının bozulduğunu ileri sürerek İngiltere’nin
yardımını istedi.İngiltere ise önceden İstanbul’un işgal edilmeyeceği güvencesini
aldığından bu savaşa müdahale etmedi. Savaş:Balkanlar ve Kafkaslarda oldu.Doğuda ilerleyen Ruslar Erzurum’a kadar geldiler.Balkanlarda ise Edirne’yi
ele geçiren Ruslar Çatalca’ya kadar geldiler. Rusların İstanbul’a yallaşması üzerine padişah
2.Abdülhamit barış istemek zorunda kaldı.İki devlet arasında
Ayestefanos(Yeşilköy) Antlaşması imzalandı(1878). Buna göre; Büyük bir Bulgaristan krallığı
kurulacak Doğu Rumeli ve asıl Bulgaristan bu krallığa
bağlanacak.(Bu krallık Ege denizine kadar ulaşıyordu.) Sırbistan Karadağ ve Romanya bağımsız kalacak. Kars,Ardahan,Batum,Doğu Beyazıt Rusya’ya
bırakılacak. Bosna-Hersek’e muhtariyet verilecek. Girit’te ve Doğu’da Ermenilerin bulunduğu yerlerde ıslahatlar yapılacak. Osmanlı
devleti Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecek(30 milyon altın) Yorum: Rusya Panslavizm politikasında
başarılı oldu. Balkanlarda yeni devletler kuruldu. Ermeni sorunu ilk defa bu savaş sonucunda ortaya
çıktı. Rusya Bulgaristan vasıtasıyla Ege denizine çıkma imkanı elde etti.. Rusya Doğu
Anadolu da elde ettiği yerlerle Dicle-Fırat ve Basra Körfezine
yaklaştı. Not:1977-1878 Savaşı Meclisin kapatılmasına Kanun-i Esasi’nin yürürlükten
kaldırılmasına ve 1.Meşrutiyet dönemini sona ermesine
neden oldu. İngiltere Rusya’nın çok güçlenmesi menfaatlerine ters düştüğünden antlaşmaya
karşı çıktı.Avusturya ve Almanya da İngiltere’nin
yanında yer alınca Ayastefanos Antlaşması yürürlüğe girmedi. Yeni bir savaşı göze alamayan
Rusya yeni bir konferans toplanmasını kabul etti.İngiltere de Osmanlı devletinin haklarını koruma
karşılığında Osmanlı devletinden Kıbrıs’ı üs olarak aldı.(4 Haziran
1878) Berlin konferansına Osmanlı Devleti,Rusya,İngiltere,Avusturya,Fransa,İtalya ve Almanya katıldı.Görüşmeler sonucunda Berlin Antlaşması yapıldı.
Bu antlaşmaya göre; Bulgaristan üçe ayrıldı. a)Asıl Bulgaristan,Osmanlı devletine bağlı
bir preslik oldu. b)Doğu Rumeli’ye muhtariyetlik verildi. c)Makedonya,ıslahat yapılması
şartıyla Osmanlı devletine bırakıldı. Sırbistan,Romanya ve Karadağ bağımsız kalacaktı. Kars,Ardahan,Batum Rusya’ya Doğu
Beyazıt Osmanlı devletine bırakılacaktı. Girit’te ve Ermenilerin olduğu yelerde ıslahat yapılacaktı. Bosna-Hersek Osmanlı devletinin
topraklarından sayılacaktı fakat geçici olarak yönetimi Avastura’ya bırakılacaktı. Osmanlı
devleti savaş tazminatı ödeyecekti. Teselya Yunanistan’a bırakılacaktı. Yorum: Osmanlı
devleti Doğu Beyazıt’ı aldı.Fakat Kıbrıs’ı İngilizlere üs olarak verdi.
Ermeni sorunu Berlin Antlaşmasıyla uluslar arası politika konusu haline geldi. Bulgaristan’ın
parçalanmasıyla Rusya’nın Balkan egemenliği ve
Ege denizine inmesi engellendi. Osmanlı devleti büyük toprak kaybına uğradı. Osmanlı devletinin
dağılması hızlandı. İngiltere 1878’den sonra Osmanlı topraklarının
parçalanması girişimlerine katıldı.Osmanlı devleti de Almanya ile ilişkilerini geliştirdi.
Osmanlı devleti Ayestefanos’a göre daha fazla tazminat ödedi. OSMANLI DEVLETİNİN DAĞILMASI
a)Kıbrıs’ın kaybedilmesi(1878) İngiltere Berlin kongresinin toplanması ve kongrede Osmanlı devletinin yanında yer alma karşılığında
Kıbrıs’ın verilmesi talebinde bulundu.Kıbrıs’ı üs yapmakla Rusların Akdeniz’e
inmesini engellemeyi Doğu Akdeniz ve Süveyş kanalını
kontrol etmeyi amaçlıyordu.Yapılan antlaşma ile Kıbrıs
üs olarak İngiltere’ye bırakıldı.(4 Haziran 1878) Tunus’un Fransızlar Tarafından
İşgali Fransa Cezayir den sonra Tunus’a göz dikti.Fransızlar Cezayir ile Tunus arasındaki bazı
sınır olaylarını bahane ederek Tunus’u işgal ettiler.(1881)Osmanlı devleti Avrupa devletlerine
Berlin antlaşmasının ihlal edildiğini bildirdi ise de Fransa bu konuda İngiltere ve Almanya’nın önceden desteğini aldığından bir sonuç elde edemedi.
Mısır’ın İngilizler Tarafından İşgali(1882) İngiltere Mısır’ı
doğudaki sömürgeler için önemli bir üs olarak görmekteydi.1869 yılında Fransızlar tarafından Süveyş
Kanalının açılmasıyla Mısır’ın siyasi ve
ekonomik önemi arttı.Mısırda yaşanan mali bunalımlar İngiltere ve Fransa arsındaki rekabeti arttırdı.Hidiv İsmail Paşa döneminde Mısır
maliyesinin kontrolunun yabancıların eline geçmesi İngiltere’nin hareketlerini hızlandırdı.Bunun
üzerine karışıklıkları bahane eden İngiltere Mısır’ı işgal etti.(1882)
d)Girit Sorunu ve 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı Yunanistan
bağımsız olduktan sonra Rumların oturduğu bütün yerleri kendisine bağlamayı amaçladı.1866
yılında Girit Rumlarını Osmanlı devletine karşı isyan ettirdi.Girit Rumları Yunanistan’a
bağlanmak istediklerini bildirdiler.Avrupalı devletlerin olaya karışması ihtimali karşısında
Osmanlı devleti Halepa Fermanını ilan ederek Girit Rumlara yeni imtiyazlar verdi.(1878) Yunanistan Girit’te
ki askerlerini geri çekecek Girit’e özerklik verilecek Yunan krallık soyundan bir prens vali olacaktı.
Yorum: Girit fiilen kaybedildi. İkinci meşrutiyetin ilanı sırasında Yunanistan Girit’i
topraklarına kattığını açıkladı. Osmanlı devleti Atina antlaşması ile
Girit’in Yunanistan’a ait olduğunu kabul etti.(1913) e)Doğu Rumeli Meselesi ve Bulgaristan’ın Bağımsız Olması Berlin antlaşmasında
Doğu Rumeli de ıslahat yapmak şartıyla Osmanlı devletine bırakılmıştır.Doğu
Rumeli Berlin antlaşmasıyla kurulan Bulgar prensliğine 1885’de çıkan isyan sonucunda bağlandığını
açıkladı.Osmanlı devleti Kırcaali ve Rodop’un
kendisine bırakılması şartıyla kabul etti.(1886) Bulgaristan ikinci meşrutiyetin ilanı
sırasındaki karışıklıklardan yararlanarak bağımsızlığını
açıkladı.(1906) Bosna-Hersek’in Avusturya’ya Bırakılması Berlin antlaşmasında
Bosna-Hersek’in yönetimi geçici olarak Avusturya’ya bırakılmıştı.Avusturya burayı
Osmanlı devletine burayı bir daha vermediği gibi İkinci Meşrutiyetin ilanı sırasında
topraklarına kattığını açıkladı.Osmanlı devleti Yenipazar sancağı kendinde
kalmak şartıyla bu durumu tanımak zorunda kaldı.(1909) 19.YÜZYIL ISLAHATLARI Alemdar Mustafa Paşa
ve 2.Mahmut’un Padişah olması: Kabakçı Mustafa
isyanı sonucunda Rusçuk ayını Alemdar Mustafa Paşa İstanbul’a gelerek tekrar 3.Selim’i
tahta geçirmek istemiş fakat 3.Selim öldürülmüş oluğundan 2.Mahmut’u hükümdar yapmıştır.2.Mahmut
tahta çıktığında Alemdarı sadrazamlığa getirmiştir.(1808) Alemdar Mustafa Paşanın
Islahatları: Rumeli ve Anadolu’da ki ayanlarla Sened-i
İttifak (1808)imzalamıştır.Ayanlarla devlet arasında
kurulacak ilişkilerde esas olacak prensipler belirlenmiştir. Önemi: Sened-i İttifakla Osmanlı
devletinde ilk kez padişah kendi dışında başka bir gücün varlığını kabul etmiştir.Ve ilk kez Osmanlı padişahlarının yetkileri kısıtlanmıştır.Alemdar
Sekban-ı Cedid ordusunu kurmuştur.Fakat bu durum Yeniçerileri rahatsız etmiş ve isyan edip Alemdar’ı öldürerek Sekban-ı Cedid’i kaldırmışlardır.
2.MAHMUT DÖNEMİ ISLAHALARI A)İdari Alanda Divan-ı Hümayun kaldırılarak yerine Nezaretler(Bakanlıklar)
kurulmuştur. Tımar ve zeamet kaldırılarak devlet
memurlarına maaş bağlanmıştır. Askerlik işlerini düzenlemek için Dar-ı Şura-ı
Askeri.Mülkiye işlerini düzenlemek için Dar-ı Şura-ı Bab-ı Ali ve 1838 ve Meclis-i Vala-i Ahkam-ı Adliye
kuruldu.Bu meclisler danışma niteliğinde kararlar almaya yetkiliydiler.Padişah kararları onaylarsa
yürürlüğe giriyordu. İdari birim olarak muhtarlıklar kurulmuştu. Posta teşkilatı düzenlenmiştir.
Ülke dışı seyahatlerde pasaport uygulamasına başlanmıştır. Ölen yada azledilen
devlet memurlarının mal varlığına devletin el koyması demek olan Müsadere kaldırılmıştır.
Sağlık teşkilatı için önemli olan karanana ilk kez uygulanmıştır. Memurların
kılık kıyafeti yeniden düzenlenmiş ve fes,ceket,pantolon
resmi kıyafet olarak kabul edilmiştir. İller merkeze bağlanmıştır.Merkezi dinlemeyen
valilerle mücadele edilmiştir. B)Askeri Alanda Sekban-ı Cedid Ordusunun sonra bu orduya benzer Eşkinci
Ocağı kurulmuş fakat Yeniçeriler isyan ederek bu orduya da son vermişlerdir. Yeniçeri Ocağının
Kaldırılması Yeniçerilerin savaşlardaki yetersizliklerinden,halk arasındaki taşkınlıkları
ve devlet idaresine karışmaları üzerine halkın
ve ulemanın desteğiyle Yeniçeri Ocağı kaldırılmıştır.(1826)
Yorum:Yeniçeri Ocağının kaldırılması ile ıslahatların önündeki önemli bir engel
kaldırılmış,padişahların ülke içindeki otoriteleri tekrar artmıştır. Yeniçeri
Ocağının Avrupa usulünde Asakır-ı Mansure-i Muhammediye adıyla yeni bir ordu kurulmuştur.(Bölük,tabur,alay
şeklinde düzenlenen ordudur.) Seraskerlik(Başkomutanlık)makamı oluşturulmuştur.Eyaletlerde
ortaya çıkan boşluğu doldurmak için 1834 yılında Redif birlikleri kurulmuştur. 1836’da
Anadolu ve Rumeli de Müşirlikler kurulmuş ve Redif birlikleri bunlara bağlanarak,müşirler hem idari hem de askeri yetkiler üstlenmiştir.
İlk defa nüfus sayımı yapılmıştır.(1831)(Nüfus sayımı askeri nitelikte olmuştur.Yalnızca
erkekler sayılmıştır.) Mehteran Bölüğü kaldırılıp Mızıka-ı Hümayun
kurulmuştur. C)Kültür ve Eğitim Alanında İlk
kez Avrupa tarzı eğitim kurumları açılmıştır. 1826’da Tıphane-i Amire (Askeri
tıp oklu) açılmıştır.Daha sonra Mektep-i Maarif-i Adliye(Devlet memuru yetiştirmek için) Mektep-i
Ulum-ı Harbiye,Mektep-i Bahriye açılmıştır.Enderun kapatılmıştır. 1828 yılında
kurulan Mektep-i Rüşdiye Nezareti ile Osmanlı devletinde eğitim-öğretim yeni boyutlar kazanmıştır.Bu
gelişme Osmanlı toplumunda bir probleme sebep olmuştur.Osmanlı eğitimin de dünya görüşleri eğitimi
anlayışı ve yöntemleri tamamen ters iki kutbun doğmasına
yol açmıştır.(Kültür çatışması ortaya çıkmıştır) Askeri İdadi (Askeri
Lise)açılmıştır. Takvim-i Vekayi adıyla ilk resmi gazete yayınlanmıştır.
Avrupa tarzı müzik serbest bırakılmıştır. İlk kez yabancı dil okulu açılmıştır
Avrupa’ya ilk kez öğrenci gönderilmiştir. İlköğretim zorunlu hale getirilmiştir. D)Ekonomi
Alanında Yabancı mallara karşılık yerli malların kullanımı teşvik edilmiştir.
Müslüman tüccarları teşvik amacı ile vergiler azaltılmıştır. 1838 Balta Limanı
Antlaşması ile İngiltere’ye ticari imtiyazlar verilmiştir. Bu antlaşma ekonomik ıslahatlara
büyük darbe vurmuştur. TANZİMAT FERMANI(1839) Padişah Abdülmecit döneminde Mustafa Reşit Paşa
tarafından hazırlanmıştır.Devleti çöküntüden kurtarmak Mısır sorununda Avrupa’nın
desteğini almak ve önceki ıslahatların eksikliklerini
gidermek için ilan edilmiştir. Esasları; Müslüman ve
gayr-ı Müslim bütün tebanın ırz,namus,can ve mal güvenliği
devlet garantisinde olacak. Mahkemeler açık olacak,hiç kimse yargılanmadan cezalandırılmayacak. Kanun
önünde herkes eşit sayılacak. Vergiler gelire göre toplanacak. Herkes malının sahibi olacak,varislerine
miras bırakabilecek. Askerlik işleri düzenlenecek,askerlik vatan hizmeti şeklinde olacak. Rüşvet
ve iltimas kalkacak. Yorum: Osmanlı ülkesinde anayasacılık
ve demokrasi faaliyetlerinin başlangıcıdır. Her
gücün üzerinde kanun gücü olduğu kabul edilmiştir. Mülkiyet hakkı devlet garantisine alınmıştır.
Batılılaşma hareketleri hız kazanarak Avrupa’ya daha iyi anlayan aydınlar yetişmiştir.
Avrupa tipi hukuk kuralları yerleşmeye başlamış ve
yeni mahkemeler açılmıştır.Bu durum hukuk birliğinin bozulmasına neden olmuştur. Bu
ferman halkla padişah arasındaki dayanışma sonucu değil padişahın iradesine bağlı
olan tek taraflı bir gelişme olmuştur. Bu fermanı Osmanlı devleti Avrupa baskısı olmadan
kendi isteği ile ilan etmiştir. ISLAHAT FERMANI(1856) Paris konferansı sırasında Avrupa devletlerinin
Osmanlının içişlerine karışmasını engellemek amacıyla ilan edilmiştir.Devletin
bu fermanın getirdiği esaslara gereksinimi yoktu. Esasları; Halka din ve vicdan hürriyeti tanınacak. Gayr-ı Müslimler küçük düşücü ifadeler kullanılmayacak.
Azınlıklar devlet memuru olabilecek.İl meclislerine de girebilecek. Askerlik için nakdi bedel kabul
edilecek. Vergisini ödedikten sonra yabancılar da mülk edinebilecek. Mahkemelerde herkes dinine yemin edebilecek.
Vergiler herkesin gelirine göre toplanacak. Tarım ve ticaret
yeniden düzenlenecek. Yorum: Müslüman halka yeni bir şey getirmemiş gayr-ı Müslimlerin haklarını
daha da genişletmiştir. Hiçbir fark gözetmeden Osmanlı toplumunu kaynaştırmak amaçlanmıştır
fakat başarılı olunamamıştır. İltizam sistemi kaldırılmıştır.
Fermana rağmen Avrupa devletleri Osmanlı devletinin içişlerine karışmıştır. 1.MEŞRUTİYET(1876)
Tanzimat fermanı ile Avrupa’yı daha iyi anlayan aydınlar aydınlar yetişmiştir.Genç
Osmanlılar adını alan bu grup meşrutiyet ve anayasanın
yürürlüğe konarak çöküşün önleneceğini savunmuşlardır.Balkan Bunalımı sırasında
başlayan muhalefet hareketi ile Abdülaziz sonrasında meşrutiyeti ilan edeceğine söz veren 2.Abdülhamit
hükümdar olmuştur.İstanbul Konferansı sırasında Kanun-ı Esasi ilan edilerek meşrutiyet
yönetimine geçilmiştir. Kanun-ı Esasi’ye Göre; Yasama görevi Ayan ve Mebusan meclisine aittir.Ayan meclisi üyelerini padişah Mebusan meclisi üyelerini halk seçer.
Hükümet padişaha karşı sorumludur. Padişahın meclisi kapama,zararlı gördüğü kişileri
sürgüne gönderme yetkisi vardır. Anayasada mülkiyet ve dilekçe
hakkı kişi,din,basın,eğitim ve öğretim özgürlüğü
gibi temel hak ve hürriyetler yer almıştır. Dayak
ve işkence yasaktır. Mahkemeler herkese açık olacaktır.
Yürütme görevi padişah başkanlığındaki vekiller Heyetine (bakanlar kurulu’na)aittir. Kanun
teklifini sadece hükümet yapabilir.Meclis ise uygun görürse onaylar Yorum: Türk tarihindeki ilk anayasadır. Halk
ilk kez padişahın yanında yönetime katılmıştır. Halk ilk kez seçme,seçilme ve temsil edilme yetkisini kullanmıştır.Böylece Anayasal ve Demokratik düzene geçilmiştir. 1877 yılında başlayan Osmanlı-Rus
savaşı sebebiyle meclis kapatılmış Kanun-ı Esasiye askıya alınmıştır.Böylece
1.Meşrutiyet dönemi sona ermiştir. 2.MEŞRUTİYET (1908) 1878 yılında meclisin kapatılmasından
sonra 2.Abdülhamit’e karşı oluşturulan muhalefet ortamında İttihat ve Terakki Cemiyeti kuruldu.Makedonya da başlayan isyan sonucu 23 Temmuz 1908 de 2.Meşrutiyet
ilan edilmiştir.İsyanın Makedonya’ya çıkmasında Berlin antlaşmasıyla Makedonya da
ıslahat yapılması etkili olmuştur.İngiltere ve
Rusya arasında yapılan
Reval görüşmelerinde bu olayda çabuklaştırıcı etkiye sahiptir. 2.Meşrutiyet Döneminde Kanun-ı
Esasi’de Yapılan değişiklikler Hükümet meclise
karşı sorumludur. Basına geniş bir özgürlük verilmiş sansür kaldırılmıştır.
Siyasi partiler kurulmuştur.(çok partili sistem) Padişahın yetkileri en fazla bu dönemde sınırlanmıştır.
Hükümet üyelerini sadrazam seçmeye başlamıştır. Antlaşmaları meclis onaylamaya başlamıştır.
Kızlar için Yüksek Öğretim Kurumları açılmıştır. 2.Abdülhamit döneminde dış
borçları ödeyebilmek için Duyun-u Umumiye (Genel borçlar) İdaresi kurulmuş,Avrupa tarzında birçok okul
açılmış ve Osmanlı medeni kanunu denen Mecelle
hazırlanmıştır. 31 Mart Olayı 2.Meşrutiyetin ilanından sonra çıkan karışıklıkları
bahane eden yenilik aleyhtarları isyan ederek Meşrutiyet idaresine son verilmesini istemişlerdir.Bunun üzerine
merkezi Selanik’te olan Hareket Ordusunun yardımıyla bastırılan 31 Mart Olayından sonra 2.Abdülhamit
tahttan indirilmiş 5.Mehmet Reşat padişah olmuştur. Not:31 Mart Vakası Osmanlı tarihinde görülen
tek siyasi ve rejime karşı çıkarılan ilk isyandır.
OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ OSMANLI HAKİMİYET
ANLAYIŞI Osmanlı Devletinde yönetim İslam Hukukuna dayanırdı.İslamla çelişmemek şartıyla
Padişah Örfi Kanunlar koyabilirdi.Bu kanunlar fermanla ilgililere duyurulurdu. Osmanlılarda diğer Türk
devletlerinde olduğu gibi,”Devlet hanedanın ortak malı sayılırdı” ancak 1.Murat
bu anlayışı değiştirmiş,Tahta geçebileceklerin sayısını azaltmak böylece taht
kavgalarını önlemek veya kısıtlamak maksadıyla “Devlet ,Padişahın ve oğullarınındır” hükmünü getirmiştir.Ayrıca Fatih Kanunname-i
Ali Osman ile tam merkeziyetçi bir yönetim oluşturmuştur.16.yüzyılda 1.Ahmed “Ekber ve Erşed” sistemini yani ailenin yaşça en büyüğü ve akıllısının padişah olması usulü uygulanmaya başlamıştır.
19.yy.da Batıdaki gelişmelere uygun olarak Tanzimat fermanıyla padişahın yetkileri sınırlandırıldı.Meşrutiyetle
birlikte yönetimde meclisin de yer alması usulü getirildi,ama padişahın Tanrı tarafından verilen
yönetim hakkı hiç tartışılmadı.Osmanlılarda Padişah olma hakkı erkek çocuklarındır,Padişah’ın
erkek çocuklarına “ŞEHZADE” denirdi,Şehzadelerin yetiştirilmesine önem verilir,küçük yaşta
devlet tecrübesi kazanması için sancaklara yönetici olarak tayin edilirdi,yanlarına da “Lala” denilen
devlet adamları verilirdi.Bu usul 1.Ahmed döneminde değiştirilmiş “Kafes Usulü” getirilmiştir.
OSMANLI DEVLET YÖNETİMİ A)MERKEZ TEŞKİLATI:Devletin yönetim merkezi başkenttir.Özellikle
İstanbul’un fethiyle gelişen merkez yönetimi şu şekildeydi; 1-SARAY : Padişah sarayda hem
devleti yönetir hem de özel hayatını burada geçirirdi.Yönetim merkezi İstanbul’dur,Asitane ,Dersaadet
Payitaht gibi isimlerle anılırdı.Osmanlı Sarayı iki bölümden oluşurdu. a)Birun: Sarayın
dış teşkilatıdır. b)Enderun: Sarayın iç teşkilatıdır.Devlet adamları
enderunda yetiştirilirdi,ayrıca burada saray kadınları için de harem bulunur,burada kadınların
eğitimi de sağlanırdı. 2-İSTANBUL’UN YÖNETİMİ : İstanbul’un kendisine
özel bir yönetimi vardır.Taht kadısı da denilen İstanbul Kadısı adalet işlerine bakardı.Şehrin
güvenliğini Yeniçeri Ağası sağlardı,Sivil halkın güvenliği Subaşı’nın
görevidir.Belediye işlerini Şehiremini yapar,Mimarbaşı’dan izinsiz bina yapılamazdı. 3-DİVAN-I
HÜMAYUN: Devletin siyasi,askeri,idari,mali meselelerinin görüşülüp karara bağlandığı kuruldur.Ayrıca
büyük davalara da divanda bakılır ,halkın şikayetleri dinlenirdi .İlk defa Orhan Bey zamanında
kurulan divan teşkilatına Padişah başkanlık ederdi,Fatih döneminde devlet işlerinin yoğunlaşması
sonunda Veziriazam’ a divana başkanlık etme görevi verildi. Divan Üyeleri Şunlardır: Padişah:
Fatih devrine kadar başkanlık etmişler bu devirle birlikte divana katılmamışlar “kafes”
arkasından divan toplantılarını takip etmişlerdir. Vezir-i Azam: Vezirlerin başıdır,padişah’ın
mutlak vekilidir.Devletin en büyük memurudur. Vezirler : Askeri ve
siyasi işlerden sorumlu devlet adamlarıdır,dönemlere göre sayıları değişmiştir.(2-9
arası) Kazasker : İlmiye sınıfına mensuptur.Adalet,eğitim ve din işlerine bakarlardı.Ayrıca divanda büyük davalara bakar,kadı ve müderris tayinini yapardı.Kazasker sayısı Fatih döneminde ikiye çıkmıştır.
Defterdar : Maliye işlerinden sorumludur.Devletin büyümesine paralel olarak sayıları önce ikiye sonra üçe
çıkmıştır. Nişancı (Tevki’i veya Tuğrai) : Padişah’a ait evraklara
tuğra çeker,dış devletlerle yazışmaları yapar,toprak sistemini tanzim ederdi. Reisülküttap
: Divan katiplerinin şefidir,Nişancıya bağlıydı ancak 17.yy.dan sonra dışişleri
bakanlığı görevi yapmıştır. Kaptan-ı Derya : Deniz işlerinin sorumlusu ve donanmanın başkomutanıdır.Denizlerle ilgili konularda divana katılırdı.
Yeniçeri Ağası : Vezir olan Ağalar devamlı üyedirler,vezir olmayanlar ise ihtiyaç duyulduğunda
divana katılır bilgi arz ederdi Şeyhülislam (Müftü): Divan kararlarının İslama uygun olup
olmadığını denetlerdi.Divanın doğal üyesi değildir,Halifeliğin Osmanlılara geçmesiyle
önemi artmış,Kanuni devrinde Veziriazamla denk sayılmıştır.
TAŞRA TEŞKİLATI Osmanlı Devletinde ülke eyaletlere,eyaletler
sancaklara,sancaklar kazalara,kazalar da köylere ayrılmıştır. A.EYALETLER: Beylerbeyi denilen askeri
yöneticiler tarafından idare olunan eyaletler temel idari birimdir ve
üç değişik statüsü bulunur. 1.Merkeze Bağlı Eyaletler (Salyanesiz): Dirlik sisteminin uygulandığı
eyaletlerdir.Gelirleri dirliklere ayrılır.”Yıllıksız Eyalet” de denir.Rumeli,Anadolu,Bosna,Halep,Şam
gibi. 2.Özel Yönetimi Olan Eyaletler (Salyaneli): Bunların gelirleri dirliklere bölünmez,vali ve askerlerine maaş verilirdi. Bu eyaletlere “yıllıklı eyalet”
denilir.Geliri İltizama verilirdi, Eyaletin belli miktardaki vergisinin hazineye peşin olarak yatırılmasına
“İltizam” Buraların vergi toplama işini alan kişilere de “Mültezim” denilir. Mültezim
devlete peşin verdiği vergiyi karıyla eyaletten toplardı.Trablusgarp,Tunus,Cezayir,Mısır,Bağdat
gibi . 3. Bağlı Hükümet ve Beylikler: Bunlar iç işlerinde
serbest,dış işlerinde Osmanlı’ya bağlıydılar.Beyleri Padişah tarafından
atanırdı.Kırım.Eflak,Boğdan,Erdel ve Hicaz’dır.
B.SANCAKLAR : Bugünkü illerin karşılığı olan sancaklar,Sancak Bey i tarafından yönetilirdi.
C.KAZALAR : Kadılar tarafından yönetilen sancaktan küçük idari birimdir.Kadılar ayrıca “Emirleri
halka iletmek,Davalara bakmak,Halkın isteklerini merkeze bildirmek ve
vergi toplanmasına yardımcı olmakla” görevlidirler.
D.KÖYLER : Köy kethüdası tarafından yönetilen en küçük idari birimdir. ORDU
VE DONANMA Osmanlılarda askeri sınıfa “Seyfiyye”
(kılıç ehli) denilmiştir,Kara ve Deniz Ordusu olarak
ikiye ayrılmıştır. Kuruluş döneminde eli silah tutan herkes askerdi,düzenli bir ordu yoktu.Devletin
genişlemesi üzerine Orhan Bey döneminde ilk defa “yaya ve
müsellem” adıyla ilk düzenli ve sürekli ordu kuruldu.1.Murad
döneminde ise “Yeniçeri” ocağı kuruldu.Önceleri “Pençik sistemi” ile elde edilen gençler
Acemi Ocağına alınır burada yetiştirilip Yeniçeri olurdu,2.Murad döneminde “Devşirme Kanunu”
çıkarılarak hıristiyan ailelerin çocukları da alınıp yetiştirildi.Ayrıca 1. Murad
döneminde “Tımar Sistemi” uygulanarak Tımarlı Sipahiler adıyla yeni bir güç oluşturuldu.
KAPIKULU ASKERLERİ (HASSA ORDUSU: Devşirme kökenlidirler,devletten Ulufe adı verilen üç ayda bir maaş
alırlar,direkt Padişah’ a bağlıdırlar. A-KAPIKULU PİYADELERİ: 1-Acemi Oğlanlar
Ocağı: Devşirilen çocuklar Türk –İslam terbiyesini Türk aileleri yanında aldıktan sonra
bu ocağa alınır, temel bilgiler verildikten sonra en zekileri Enderun’a ayrılır diğerleri
Kapıkulu ocaklarına dağıtılırdı. 2-Yeniçeri Ocağı: Yeniçeri ocağı
en gözde askeri sınıftır,başlangıçta sayıları az iken daha sonra hızla çoğaltılmış,3.Murad
devrinde usulsüz alımlarla ocak bozulmuş zararlı bir hale gelmiş,2.Mahmud 1826’ da Yeniçeri Ocağını
kaldırmıştır. 3-Cebeci Ocağı: Silahların bakım ve onarımını yaparlardı,cephaneyi hazırlarlardı. 4-Topçu Ocağı:
Top ve top malzemelerini üreten ve kullanan sınıftır.(Top Osmanlılarda ilk defa 1.Murad tarafından 1.Kosova savaşında
kullanılmıştır.) 5-Top Arabacıları Ocağı: Topları cepheye taşırlardı.
6-Humbaracılar: Havan topu ve el bombası yapıp kullanan
sınıftır. 7-Lağımcılar : Kuşatmalarda surların altına kanallar kazan sınıftır.
B-KAPIKULU SÜVARİLERİ: Seçme askerlerden oluşan kapıkulu sipahileri,padişahın özel koruma
birlikleridir,altı bölük halkı da denilir, bu bölükler şunlardır.Sipah,silahtar,sağ ulufeciler,sol
ulufeciler,sağ garipler,sol gariplerdir.
EYALET ASKERLERİ Eyalet askerleri,ordunun en önemli bölümüdür.Tamamen
Türklerden oluşan Cebelü adı verilen bu atlı askerlerin tüm ihtiyacı Dirlik sahipleri (sipahi) tarafından
karşılanırdı.Savaş zamanı orduya katılan Eyalet askerleri barış zamanında
ise bulundukları bölgede huzur ve güveni sağlamak için çalışırlardı.
Eyalet askerlerinin en önemlisi akıncılardı.Akıncılar:sınır boylarında otururlar,düşman
memleketlerine akınlar düzenlerdi. -Bunların yanında Yayalar, Müsellemler,Garipler,Yörükler,Sakalar ve Derbent Muhafızları gibi bölüklerde yardımcı kuvvetlerden
sayılıyordu. 3.DONANMA Orhan Gazi devrinde ilk defa denize açılan ve donanma sahibi olan Osmanlı Devleti ilk büyük deniz savaşını Çelebi Mehmet zamanında
(1416)Venedik’e karşı yapmış ve kaybetmiştir.Fatih
devrinde Bizans’a gelebilecek yardımı engellemek amacıyla oluşturulan Osmanlı donanması
denizlerde büyük bir güç olarak kendisini kabul ettirmiş ve Karadeniz
ile Ege’nin Osmanlı hakimiyetine girmesinde önemli rol oynamıştır.Türk denizciliği en parlak
devrini Kanuni döneminde yaşamış ve bu dönemde Akdeniz
hakimiyeti de Osmanlı Devleti’ne geçmiştir.Haçlı donanmasının 1571’de İnebahtı
Savaşı’nda Osmanlı donanmasını imha etmesinden sonra tekrar toplanma imkanı olmuşsa
da sonraki Çeşme,Navarın ve Sinop baskınlarında
Rus donanmasını imha etmiş ve yeniden toparlanmakta
mümkün olmamıştır.1886’da Bahriye Nezareti kurularak donanma bu bakanlığın denetimine
bırakıldı.Abdülaziz döneminde (1861-1876) donanma güçlendirilmeye çalışıldı.Fakat tüm bu
çabalar donanmayı istenilen seviyeye getiremedi.
TOPRAK SİSTEMİ Osmanlı Devleti’nde
ülke toprakları mülkiyet hakkı bakımından Mülk,Mira ve
Vakıf olmak üzere üçe ayrılmıştır. 1)MÜLK ARAZİ:Osmanlı Devleti’nde halkın
elinde bulunan,tamamıyla halka ait topraklardı.Bu tür topraklar kendi aralarında iki kısma ayrılmıştır.
Öşriyye:Osmanlılar tarafından fethedilmeden önce de Müslümanların elinde bulunan araziler.Bu topraklar
Müslüman köylerin tasarrufunda olup ürünlerin bir kısmını devlete vergi vermekle mükelleftiler. Haraciyye:Gayr-i
Müslimlerden alınan topraklar olup fetihten sonra da eski sahiplerinde bırakılmışlardı.Bu tür
arazilerde yaşayan Gayr-i Müslim halk ürettikleri ürünün bir kısmını devlete haraç olarak ödemek zorunda
idiler. 2)VAKIF ARAZİ:Gelirleri cami,medrese,hastane gibi topluma hizmet veren kuruluşların masrafları
için ayrılmış olan arazilerdir.Vakıf arazilerin alınıp satılması kesinlikle yasak
olup devlet tarafından da vergiden muaf tutulmuştur. 3)MİRİ ARAZİ: Osmanlı’da
toprağın: Mülkiyeti – Devlete, Vergisi - Sipahiye, İşletme hakkı – Köylüye
aittir. Devlet mülkiyetini geçirilen topraklardır.Mülkiyeti devlete ait olan topraklar ekilip biçilmesi ve işlenmesi amacıyla çeşitli kişilere bırakılmıştı.Miri
arazi çeşitli bölümlerden meydana gelmiştir. a)Dirlik:Miri arazinin en önemli bölümüdür.Geliri maaş karşılığı
olarak devlet memurları ve askerlere verilen topraklardır.Gelirlerine
göre üçe ayrılır: -Has:Yıllık geliri 100.000 akçe ve
üzeri olan topraklardır.Padişah,şehzadeler,divan üyeleri ve
yüksek dereceli devlet memurlarına verilirdi. -Zeamet:Yıllık geliri 2.000 akçeden başlayıp 100.000
akçeye kadar olan dirliklerdir.Orta dereceli devlet memurlarına (Kadı,Sancak Beyi,Müderris vs.)verilirdi. -Tımar:Yıllık
geliri 3.000 akçe ile 20.000 akçe arasında olan dirliklere tımar
denirdi.Tımar sahipleri gelirlerinin 3.000 akçesini kendi geçimlerine ayırırlardı.Buna kılıç
tımarı deniliyordu.Geri kalan her üç bin akçe için bir Cebelü yetiştiriyordu.Tımar üçe ayrılıyordu:
1.Eşkinci Tımarı:Savaşta yararlılık gösteren askerlerle verilirdi. 2.Müstahfız
Tımarı:Cami imam ve hatiplerine verilirdi. 3.Hizmet Tımarı:Saray
görevlilerine verilirdi. Dirlik sisteminin uygulanması: 1.Devlet,üretimi denetimi altına almış
ve sürekliliğini sağlamıştır. 2.Eyalet
askerleri (cebelü) bu sistem sayesinde yetiştirilmiş,devamlı savaşa hazır bir ordu bulundurulmuştur.
3.Ülkenin bayındır hale gelmesi,araziden daha iyi faydalanılması,askeri masrafların azaltılması,böylece
gelirlerin arttırılması sağlanmıştır. 4.Tımar sistemiyle devlet vergi toplama
külfetinden kurtulmuştur. Osmanlı toplumu genelde bir köylü toplumu olduğundan ekonomisinin en önemli kolu
tarımdı.Hayvancılık ve tarım ekonomisinin
ve genel ekonominin önemli unsurlarından biriydi.Tarım politikasını
belirleyen en önemli uygulama Tımar sistemiydi.Bu sistemde daha önce bahsettiğimiz gibi toprağın mülkiyeti
devlete işleme hakkı köylüye,vergisi sipahiye aitti.Köylü ,toprağı sürekli işleme ve miras bırakma hakkını devam ettirebilmek için bazı yükümlükleri yerine
getirmek zorundaydı. 1.Sebepsiz olarak toprağını terk edemezdi. 2.Toprağı sebepsiz olarak
üç yıl üst üste boş bırakamazdı.Eğer bırakırsa toprak kendisinden alınırdı.
3.Öşür ve diğer vergileri sipahiye ödemek zorundaydı.
Bu yükümlülükleri karşı devlet de halkın güvenliğini korumak ve düzeni sağlamakla görevliydi.Vergi toplamakla görevli olan Tımarlı sipahinin de reayaya (halka)
yükümlülükleri vardı. 1.Köylünün güvenliğini sağlamak 2.Üretim araçlarını temin etmek 3.Tohum
ve gübre ihtiyaçlarının karşılanmasında köylüye
yardımcı olmak 4.Köylünün vergisini en kolay şekilde ödenmesini sağlamak b)Ocaklık:Geliri
kale muhafızlarına verilirdi. c)Yurtluk:Geliri sınır boylarındaki askerlere verilirdi. d)Mukataa:Geliri
doğru devlet hazinesine giderdi. e)Metruk:Otlak mera vs. f)Paşmaklık:Geliri Padişah hanım
ve kızlarına verilirdi. g)Malikane:Geliri üstün hizmet
karşılığı olarak devlet görevlilerine verilirdi. OSMANLI EKONOMİSİ Osmanlı
Devleti’nde mali işlerden Defterdar sorumlu olup para birimi olarak akçe kullanılmıştır.Fatih
devrinden itibaren yaygın olmamakla beraber altın para kullanılmıştır.Devletin ekonomik seviyesi
yükselme döneminde İpek ve Baharat Yolları’nın
ele geçirilmesi ve büyük fetihlerin etkisiyle mükemmel bir seviyeye
ulaşmışsa da fazla uzun sürmemiştir. Devletin Başlıca Vergileri Şunlardır: A)ŞER’İ
VERGİLERİ:Dini vergilerdir. 1.Öşür:Müslüman üreticilerden 1/10 oranında alınan arazi ve üren vergisidir. 2.Cizye:Baş vergisi de denilen bu vergi sadece askerlik yapabilecek
durumda olan Gayr-i Müslim erkeklerden alınan sosyal güvenlik ve
himaye vergisidir.Kadın,çocuk,ihtiyar ve düşkünlerden alınmazdı.
3.Haraç:Gayr-i Müslimlerden alınan 1/5 oranında arazi ve
ürün vergisidir. B)ORFİ VERGİLER:Padişahın iradesiyle toplanan vergilerdir.Raiyyet Rüsumu da denilen
bu vergiler üreticinin durumuna göre toplanırdı. 1.Resm-i Çift:Çiftçinin elinde bulunan toprakların karşılığında
alınan bir vergidir.Vergi miktarı arazinin büyüklüğü ve
çiftçinin evli-bekar oluşuna göre belirlenirdi. 2.Çiftbozan:Toprağın mazeretsiz olarak terk eden ya da
üç yıl üst üste boş bırakılan köylüden alınan vergilerdir. 3.Adet-i Ağnam:Hayvan vergisidir.Sipahiler
tarafından toplanan bu verginin miktarı,hayvan sayısı ile orantılı olarak belirlenirdi. 4.Avarız
Vergisi:Olağanüstü durumlarda halktan alınan bir vergidir. Ayrıca savaşlarda elde edilen ganimetler
tuzla,orman,maden ve gümrük vergileri de devletin gelir kaynaklarını
oluşturur. Not:İlk resmi Osmanlı bütçesini hazırlayan Tarhuncu Ahmet Paşa olmuştur. Esnaf
Teşkilatı:Osmanlı Devleti’nde esnaflar Lonca adı verilen teşkilata sahipti.Her esnaf bir loncaya
üye olur,loncanın denetimi ve koruması altında bulunuyordu.XIII.ve XIV.yüzyıllarında Ahi Teşkilatı olarak kurulan bu
teşkilat,Osmanlılarda Lonca adını almıştır. XIV.yüzyıla kadar Müslüman ve Hıristiyan esnaflar aynı loncaya üye olabilirken,daha sonra loncalar ayrılmıştır.
Locaların başlıca görevleri şunlardır: -Ürünlerin kaliteli yapılabilmesini sağlamak
ve fiyatları belirlemek. -Esnafla hükümet arsında ilişkileri
düzenlemek. -Üyelerin zararlarını karşılamak ve
kredi sağlamak. -Halka mesleki eğitim vermek.
EĞİTİM VE
ÖĞRETİM Osmanlı Devleti’nde yaygın ve
temel eğitim kurumu olan medreseler ilk olarak Orhan Bey devrinde kurulmuştur.Sahn-ı Seman ve Süleymaniye Medreseleri’nin kurulması ile en parlak devrini yaşamıştır.Medreselerde
hem aklı,hem de nakli ilimler okutuluyordu.Nakli ilimler İslam dinine ilişkin ilgilerdir.Bunlar:Kur’an-ı
Kerim,Tesfir,Hadis,Fıkıh ve Kelam’dı.Akli ilimler
ise:Felsefe,Matematik,Astronomi,Fizik,Kimya,Biyoloji,Coğrafya gibi ilimlerdir. Medreselerin dışında
tekke,dergah,cami,lonca,sıbyan mektepleri,saray okulları (Enderun) ve
konaklarda eğitim yapılırdı. Osmanlı Devleti’nde özellikle XVIII.yüzyıl sonlarından
itibaren bir çok askeri okul açılmıştır. Eğitim kurumlarının amacı askeri ve ilmiye sınıfına yönetici yetiştirmekti. Eğitim
kurumlarında Kuruluş devrinde Türkçe kullanılmış.Yükselme döneminden itibaren Farsça ve Arapça’nın da katılımı ile Osmanlıca doğmuştur.
II.Mahmut döneminde ilköğretim zorunlu oldu. XIX.yüzyılda kızların sonra devam edebilecekleri
öğretmen ve sanayi okulları açıldı.
KÜLTÜR VE SANAT Kültür bir
milletin sahip olduğu maddi ve manevi değerlerin tümüdür.Klasik
Osmanlı Türk toplumu ve kültürünün temelini, a)1071 Malazgirt
Zaferi’nden bu yana Türkleşen Anadolu. b)Ahiler,gaziler,esnaf ve
sanatkarlar, c)İslam dini. d)Padişahların izledikleri temel kültür politikası. e)Türk ordu
ve geleneği meydana getirmiştir. Osmanlı Devleti
askeri,adil,sivil ve idari teşkilatının en önemli unsurlarını
Selçuklulardan almıştır.Osman’ın müesseselerinde kısmen İlhanlılar ve Memlükler’in etkisi olmuştur. XIII.yüzyılın sonlarından itibaren
Bizans sınırında kurulan uç bölgelerinde,klasik büyük bir devlete yükselişin tarihini yaşayan Osmanlılar,kültürlerini
uçlardaki diğer kültürlerin gelişmelerini de alarak süsledi. Osmanlı Devleti’nin son döneminde Batı
kültürüyle buluşma başlamıştır.XIX.yüzyılda yeni tarz ve değerler gündeme gelmiş,bu dönemde çağdaşlaşma kültüre yansımıştır.
Osmanlı Devleti Kuruluş döneminde ilim öğrenmek isteyenler Suriye,Irak ve Mısır gibi ilim merkezlerine giderken II.Murat ve Fatih döneminde Osmanlı ülkesi büyük bir ilim merkezi haline geldi. Özellikle Fatih döneminde bilim
hayatında önemli gelişmeler oldu.Bunun temel nedeni,Fatih’in bilim adamlarına saygı göstermesi ve değer vermesidir.Fatih külliyesi devrin en büyük bilim adamlarını
bir araya topladı.Fatih Külliyesi’nin Sahn-ı Seman Medreseleri diye anılan kısmı kültür hayatının
en önemli kuruluşlarından biriydi. Osmanlı Devleti Arap alfabesini kullanmıştır.Devletin
resmi dili ise Türkçedir.Din ve ilim dil olarak Arapça,ebedi dil olarak
da Farsça yaygın olarak kullanılıyordu.Arapça,Farsça ve
Türkçe’nin bir arada kullanılması sonucu Türkçe’nin Osmanlıca denilen yeni bir şekil ortaya
çıkmıştır. Güzel sanatlarda:minyatür,seramik sanatı,çinicilik hat sanatı ve özellikle mimari gelişmiştir.Klasik dönemin en önemli eserlerini Mimar Sinan vermiştir.Mimar
Sinan çıraklık dönemimde Süleymaniye,ustalık dönemimde ise Selimiye camilerini yaptı. Osmanlı,klasik
mimari tarzı Lale devriyle önemini kaybetmeye başladı.Lale devriyle mimaride Avrupa’nın etkisi başladı
ve Lale devrinden sonra da Türk Barok ve Rokoko devrine (1740-1808) girildi.XIX.yüzyılda Batı kaynaklı Ampir üslup Türkiye’ye
girdi.(1808-1860) 1860-1900 yılları arasında seçmeci (eklektik) akım
hakim oldu.Batı tarzına tepki olarak milliyetçilik ön plana çıktı.Avrupa seçmeciliğinin yerine Osmanlı
ve Türk mimarisinin unsurlarını aldı.Böylece Neo-klasik
dönem başladı.(1900-1925)
|